31 Ocak 2009 Cumartesi

vicdan

Tut yedim duttu beni
Yârim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tuttu beni.

30 Ocak 2009 Cuma

Beni herkes sevdi bir sen sevmedin - William Bradly

Ya arisciğim, bizimki reklam evliliği, ben doğallıktan yanayım, ne o öyle silikon milikon, insan mısın ya derken tıpkı seven'da karısının kafası kargo kutusu ile çölde eline verildiğinde ağladığı gibi ağlamaya başladı bu. Vay be dedim herif ne güzel rol yapmış o zaman. Bradciğim dedim, bu kız seni sıkıyor mu, arkadaşlarla rakıya çıkacağız dediğinde surat asıyor mu, sen esas bundan haber ver dedim. Ağlamaktan yaşaran gözleri, gülünce legends of the fall'da julia ormond'u ilk gördüğü anki gibi ayrı bir parlar oldu bradimin. Demiyor abi, ancelina bana hiç karışmaz, çok anlayışlıdır dedi. E dedim, senin derdin doğal kadınlarla mı birlikte olmak, bu mu yani hayattaki tek sorunun. Düşündü biraz, burn after reading'de giysi dolabının içinde vurulmadan hemen önce takındığı gülüş yerleşti suratına. Anladım kerata seni dedim, peki sen arislerle rakıya çıkıyorum desen, biz seni ataköye götürsek keyfin yerine gelir mi dedim. Anlamadı bu, bakırköye yeni taşındığı için buraları daha bilmiyor çünkü, ataköyde ne var ki abi dedi. Ulan hınzır dedim, hem süt gibi kadın istiyorsun, hem de nerede bulunur bilmiyorsun, bizim ihsan abi var, onda telefon numarasından geçilmez, bir arayalım dedim. Aradık konuştuk falan, ama tabi brad pitt gelecek demedik, ismini versek fiyat iki katına çıkar, 500 dolar dedi bunlar, sabaha kadar. Brad dedim, 500 dolara bu iş tamam. Fiyatı duyunca 12 monkeys'te hastanede ilaç almamak için yaptığı gibi aptalı oynamaya başlamaz mı. yok tüm parasını bakırköyden aldığı eve yatırmış da, yok cebindeki son parasını sabah mutfak masrafları için ancelinaya bırakmış da, yaa dedim, brad, tamam ya, ağlama dedim, biz çocuklarla aramızda toplar, sana ısmarlarız, dert etme, yeter ki biz seni hep snatch'te boksörü tek yumrukla devirdikten sonraki gülüşünle görelim yao dedim. Söz veriyorum sizi utandırmayacağım ağbi dedi. Eferin dedim. 

28 Ocak 2009 Çarşamba

Alis Harikalar Diyarında Ölsün - Sahne Tozu


evet sayın seyirciler, şimdi de alkışlarınızla aris karafili sahneye davet ediyorum sözleri ile anıldığımda, gözlerimdeki yaşlar çoktan yola çıkmıştı. var gücümle alkışladım aris karafili. hatta bikaç kez, coşkudan, avuçlarımı birbirine denk getiremeyip kıytırık alkış sesi çıkardım. çok rahatsız oldum tabi bundan. ben, her biri birbirinden mükemmel alkış şaplaklarını hak etmiştim. şaka ve şukaları değil.
 
ardından, annem, babam ve kardeşim aras, koltuklarından zıpkın gibi fırladılar. bir de sanki sahneye kesinlikle davet edilmeyecekmişim gibi gidip en ortaya oturmuşlar. sıradaki 12 kişinin her birini 6şar diz darbesiyle rahatsız ettikten sonra koridora ulaştılar. önde babam, arkasından annem ve en son aras şeklindeydi bu ördek sürüsü. yalnız arasın diz darbeleri sebebiyle menisküse yakalananlar olduysa da, bundan henüz haberdar değillerdi.
 
koridorda 3 karafil: sanki dünyayı oğulları kurtarmışçasına yürüyen annem ve babam ile beni çok yakından tanımayanların 'ama aris?'  diyecekleri kadar bana benzeyen aras. babam bakkala bile arabasıyla gidenlerdendi. annemse gün boyu yürüse de şikayet etmeyenlerden. fakat uyumluydular. birlikte uyumlu bir şekilde yürümeyi başardılar. arassa, zaten her biçimde aras. ve sahne.
 
sunucuya ulaştırılan küçük bir not kağıdıyla, durum haber verildi. sunucu bu işe biraz bozulduysa bile ses etmedi. edemezdi de zaten. babam babacan adamdı. sunucu babamdan çekindi. diğer herkes gibi.
 
tüm bunları izlerken mp3 çalarımda 1 şarkıyı daha geçmiştim. bir harika white stripes şarkısı daha geride kalmıştı.

derken sunucu gür sesiyle haykırmaya başladı. ve iştee, bu senekii, en başarılı erteleme ve ertelediklerine üşenme hastalığı dallarında birinci olan hastamııız, ariiis karafiiiil.
 
tüm salon alkışlardan "yıkılacak" gibiydi. annem yeni avon temsilcisi adayları, babam tartışabileceği yeni mecralar ve aras da halısaha maçı için en sağlam 13ü arar gözlerle bakıyordu seyircilere. seyircilerse, aralarında eminim beni kıskananlar vardır, seyircilerin canı cehenneme.

ödül kupamı çekirdek aileme teslim ederken, sunucunun son sözleri tam da şöyleydi: "işte azim, işte büyük bir başarı öyküsü, işte erteleme hastalığının büyük öncüsü. ödülünü bile almayı erteleyen, buna üşenen aris karafil. nur içinde yat sevgili kardeşim. nur içinde yat. ve bize, bu zorlu yaşamda kılavuzluk ettiğin için sana binlerce kez teşekkür ediyoruz. binlerce kez".

amen.

27 Ocak 2009 Salı

04:43

''yazamıyorum.'' dedim kendi kendime.
hiç bir şey yazamaz hale gelmiştim.

arkadaşlarım aramıyorlardı beni.
bende onları aramıyordum.
evimde oturup,
ekmek arası beyaz peynir, domates yiyor;
külotlu çorap giyiyor;
evde telefonlara bakıyor;
kapı çalınca ben açıyor;
babamı yemeğe ben çağırıyordum.

işte bu yüzden yazamaz hale gelmiştim.

eski sehir


ne yalan söyliyim aslında bu görüntü benim bir parçamı oluşturuyor ve seviyorum. bu gelişine yerleştirilmiş, birbiri üstüne binmiş, içiçe geçmiş binalar ve terkedilmiş bahçeler olmasa ben nasıl bir insan haline gelirdim merak ediyorum şimdi. çocukken oynadığım sokaklar pasta dilimi gibi özenle parçalara bölünmüş olsa, evlerin hep ön balkonlarında değilde arka balkonlarında da çaylar içilip, kurabiyeler yenseydi, minik ben odamdan dışarıyı izlediğimde ne düşünürdüm acaba... peki manzara böyleyken aklımızdan ne geçiyordu ben ve benim gibi bir dolu çocuğun.. bilemeyrum.. ama bence melankoli ya da hayatın adil olmayan tarafı dokunmuş olmalı bana, ta o erken zamanlarda. hiç iyi mi olmuş kötü mü olmuş bu düşünemiycem ama abuk sabuk insanların parmak izleri geziniyor şimdi o karşıdaki damda. ayı ayı tutup çekiştirmiş çakmışlar betonu toprağa. hayvaaanlaaaarrrrrr utanmazlaaaaaarrrr
ama yani bi albenisi de var hani. bu çarpıcı düzensizlik, çekici bir bilinmezliğe o da esrarengiz bir kent yaşamına dönüşüyor. her yerde bir süprizle karşılaşma ihtimali bizim hayatlarımızı şekillendiriyor, çıkmaz sokaklar yollarımızı kesiyor. ve düz yürümüyoruz. hep radikaliz aslında.

6 Ocak 2009 Salı

zbamosaurus




Savaşta ölen insanlar ne diyor dinleyin....Ne için? ne için bu savaş ? ? ??

Size söylüyorum.... Götünüzden savaş atmayın.... Yoksaaaaaaaa........


We will zbam your head off! vuaaaaaah!

  © Blogger template 'Mantis' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP