18 Şubat 2009 Çarşamba

Matara ne ya

İlkokula gittiğim dönemlerde sınıfımızda incir ağacının yapraklarını yiyip daha sonra "bak lan bak kusuyorum" diyip önümüzde -bildiğin- kusan Yavuz diye bir gerizekalı vardı. Ve bir gün Yavuz 'un, yine bizimle aynı sınıfta okuyan Mine isimli bir kız öğrencinin matarasını inşaata atması üzerine kıyamet kopmuştu. Aynı günün akşamı Mine evine gittiğinde nasıl bir aksanla "Yavuz" dediyse artık, ertesi sabah ebeveynleri soluğu müdürün odasında alıp "Yağız bizim kızımızın matarasını inşaata atmış" diye şikayette bulunmuşlardı. 250 kere (evet saydım) "Ben atmadım" dememe rağmen ve bir türlü üçümüz de yanyana getirilmediğimiz için isim karışıklığı hadisesi aydınlanamadı ve suçlu olarak ben gösterildim tüm öğrenim hayatım boyunca. Geçtiğimiz aylarda Facebook isimli community sitesi aracılığı ile mevzubahis kişi Mine, bana arkadaş ekleme talebi gönderdi. Şimdi, bu durumda ne yapmak gerekir tam bilemiyorum. Bilmek de istemiyor olmam cabası. Üstelik kış aylarında annem bana zorla külotlu çorap giydirdiği için -o kadar saklamaya çalışmama rağmen bir şekilde farkedip- tüm sınıfa beni madara eden de yine aynı kişi. Hayat sürprizlerle dolu. Şimdi ben ona ne yapsam haklıyım. Hattaağzınasıçsamyeridir. Herneyse, şimdi uyumam lazım. Yarın Büyükada 'ya gidip koşarken fotoğraf çekeceğiz. Evet abi koşarken işte nevar.

0 yorum:

  © Blogger template 'Mantis' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP